- göğüs vermek
- eziyete, sıkıntıya katlanmak, tahammül etmek
Ben, onun hatırı ve hatırası için daha ağırlarına da göğüs verirdim.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ben, onun hatırı ve hatırası için daha ağırlarına da göğüs verirdim.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
göğüs — is., ğsü 1) Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü, sine 2) Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı Genç ve meçhul kadın çocuğunu göğsüne basarak girdi. A. Gündüz 3) Bu bölümün içindeki organlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
frikik vermek — argo göğüs, bacak gibi vücudun belirli bölümlerini, bilerek veya bilmeyerek gereğinden fazla açarak göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Liste Swadesh Du Turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Liste Swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Liste swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Turc (liste Swadesh) — Liste Swadesh du turc Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
frikik — is., ği, sp., İng. free kick 1) Serbest vuruş 2) argo Giysinin kazara açılmasıyla göğüs veya bacağın görünmesi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller frikik vermek frikik yakalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sadır — is., drı, Ar. ṣadr 1) Göğüs, sine 2) Yürek, kalp 3) tar. Kazaskerlere verilen unvan 4) tar. Sadrazam Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sadra şifa vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ses — is. 1) Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu. F. R. Atay 2) Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum. R. H. Karay 3) mec. Duygu ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sadr — (A.) [ رﺪﺹ ] 1. göğüs. 2. baş. 3. başköşe. 4. sadrazam. ♦ sadra şifa vermek işe yaramak, rahatlatmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü