- hak vermek
- (birine) birinin düşüncesini, davasını, iddiasını doğru bulmak
Onun hakkında söylediğin şeyler için sana pek çok hak verdim.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Onun hakkında söylediğin şeyler için sana pek çok hak verdim.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hak — 1. is., kki, esk., Ar. ḥakk 1) Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma Mühür hakki. 2) Kâğıttaki yazıyı kazıma Resmî kâğıtlarda hak ve silinti yasaktır. Birleşik Sözler hakketmek 2. is., kkı, Ar. ḥaḳḳ 1) Adalet Haktan ayrılmamalı. 2)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İHKAK-I HAK — Haklıya hakkını vermek. Hakkı, usülü dairesinde yerine getirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayrıcalık tanımak (veya göstermek) — 1) birine özel hak vermek 2) birini kayırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ADALET — Zulüm etmemek. Herkese hakkını vermek ve lâyık olduğu muâmeleyi yapmak. Mahkeme. Hak kanunlarına uygunluk. Haksızları terbiye etmek. İnsaf. Mâdelet. Dâd. Cenab ı Hakk ın emrini emrettiği şekilde tatbik etmek. Suçluya Allah ın emrini icra… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödün — is. Uzlaşmaya varabilmek için hak, istek veya savlarının bir bölümünden, karşı taraf yararına vazgeçme, ödünleme, ivaz, taviz Kalabalığa verilen her ödün, verenleri kendi benliğinden, kişiliğinden uzaklaştırıyor. N. Cumalı Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetki — is. Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa ya devretmişti. T. Buğra Birleşik Sözler yetki belgesi yetki … Çağatay Osmanlı Sözlük
jurnal etmek — biriyle ilgili olarak yetkililere kötülemek, ihbar yazısı vermek veya böyle bir bilgiyi iletmek Meğer bizimki ayda otuz lirayı hak etmek için her gün beni jurnal edermiş. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
bokunda boncuk bulmak — kaba (birinin) birine hak etmediği hâlde çok değer vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük