- rol yapmak
- davranışlarda içtenlik bulunmamak
Rol yapmaya kalkışsa yüzüne gözüne bulaştıracağını biliyordu.
- T. Buğra
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Rol yapmaya kalkışsa yüzüne gözüne bulaştıracağını biliyordu.
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
rol — is., lü, sin., tiy., Fr. rôle 1) Bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi ve yapması gereken hareketlerin genel adı 2) mec. Bir işte bir kimse veya şeyin üstüne düşen görev Ev kadını rolünü çok ciddiyetle ele almıştım. H. E. Adıvar 3) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
film çevirmek — sin., TV 1) beyaz perdede oynatılacak bir eseri filme almak veya bu eserin çekilişi sırasında rol yapmak Sanki buraya film çevirmeye gelmişti. S. F. Abasıyanık 2) argo eğlenmek, hoş vakit geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
oynamak — nsz 1) Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek Babalar çocuklarının yanında rakı içer,… … Çağatay Osmanlı Sözlük