- rüzgâr gibi
- çabucak
Rüzgâr gibi geçip giden gençliğimin tanıkları / Şu yıpranmış fotoğraflar, soluk renkli, siyah beyaz.
- M. Çınarlı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Rüzgâr gibi geçip giden gençliğimin tanıkları / Şu yıpranmış fotoğraflar, soluk renkli, siyah beyaz.
- M. ÇınarlıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
rüzgâr — is., Far. rūzgār 1) Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, yel, bad 2) meteor. Rüzgâr çizelgesinde hızı 17 21 deniz mili olan ve kuvveti 5 ile gösterilen esinti Birleşik Sözler rüzgâr altı rüzgâr çizelgesi rüzgârgülü rüzgârölçer rüzgâr üstü … Çağatay Osmanlı Sözlük
limonata gibi — sıcak günlerde serin serin esen (hafif rüzgâr) … Çağatay Osmanlı Sözlük
haşir neşir etmek — kaynaştırmak, bir arada bulundurmak Bir rüzgâr gibi alıp bunların arasına atar, beni bunlarla haşir neşir ederdi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
BAD-REFTAR — f. Rüzgâr gibi hızlı yürüyen. Çabuk ve hızlı koşan, sür atli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BAD-SEYR — f. Hızlı yürüyen, rüzgâr gibi koşan, ayağına çabuk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ESB-İ SABÂ-REFTER — f. Rüzgâr gibi giden at … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SABAREFTAR — f. (En fazla at için kullanılan bir tâbirdir) Rüzgâr gibi çabuk ve hafif giden. * Hoş ve lâtif yürüyüşl … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yelpirmek — rüzgâr esmek, cin tutmuş gibi sağa sola sallanmak; nemlenmek, yeri ıslatmak III, 93 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
fırtına — is., İt. fortuna 1) Rüzgâr çizelgesinde hızı 34 40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr 2) Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma Dalgadan kimsenin eli tahlisiyeye değmeden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesilmek — nsz 1) Kesme işi yapılmak 2) Bitkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak, çok yorulmak Sonunda elleri, ayakları yorgunluktan kesilerek uzanıyorlardı yattıkları hasırlara. N. Cumalı 3) Gibi olmak, benzemek, dönmek Senelerden beri hizmetçinin,… … Çağatay Osmanlı Sözlük