- bıçak gibi
- ince, keskin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bıçak gibi kesilmek — söz, konuşma, sohbet birden bitmek, duruvermek Bu tatlı sohbetin arasında kapı çalındı, lakırtıları bıçak gibi kesildi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıçak gibi kesmek — 1) çok keskin olmak 2) birdenbire ve tamamen ortadan kaldırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıçak gibi saplanmak — sancı, ağrı birden ve güçlü olarak gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıçak — is., ğı 1) Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç Ekmek bıçağı. Sebze bıçağı. 2) Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç Basımevi bıçağı. Birleşik Sözler bıçaksırtı bıçak sırtı çatal bıçak takımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tagılmak — (bıçak gibi keskin ;eyler) körleşmek II, 129bkz: tıgmak, tigmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yalım — is. 1) Alev Kuru otların yalımı çabuk geçti. N. Cumalı 2) Kılıç, bıçak gibi kesici araçların keskin yüzü Birleşik Sözler yalım yalım yalımı alçak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yâr — is., ri, Far. yār 1) Sevgili Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim / Yâr yâr / Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar. B. R. Eyuboğlu 2) esk. Dost, tanıdık 3) esk. Yardımcı Allah tan başka yârim yoktur. Şemsettin Sami Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sançışmak — birbirine hançer, bıçak gibi şeyler saplamak, birbirine sancımak; birbirlyle savaş yapmak II, 217 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
saplık — saplık, kılıç ve bıçak gibi şeylere sap olmaya yarayan nesne I, 470 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
AHTE — f. Dışarı çıkarılmış, dışarı çekilmiş. (kılıç, bıçak gibi..) * Husyesi çıkarılmış hayvan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük