ders olmak

ders olmak
bir olay deneyim kazandırmak, öğretici örnek olmak, ibret olmak

Bu seneki tecrübe aynı zamanda bir de ders oldu.

- H. C. Yalçın

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • ders — is., Ar. ders 1) Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu. S. F. Abasıyanık 2) Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre Dersin bitmesine beş dakika var. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ibret olmak — ders olmak Bırak günah işleyen cezasını çeksin, görene ibret olsun! N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başı taşa değmek — ağır bir durum kendisine ders olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DÜRUS — (Ders. C.) Dersler. * Müfret olarak: Bir şeyin eseri mahv ve müzmahil olmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaynamak — nsz 1) Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak Su, 100 °C de kaynar. 2) Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu. T. Buğra 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • durum — is. 1) Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı. R. N. Güntekin 2) Duruş biçimi, konum 3) Bireyin toplum… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ek — is. 1) Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça Yazının ekleri. 2) Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki. 3) Sonradan katılan, dikilen,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ezber — is., Far. ezber 1) Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma 2) Ezberleme ve akılda tutma yeteneği 3) esk. Ezber edilecek ders Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ezber bozmak ezber etmek ezber okumak ezberinde olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ibret — is., Ar. ˁibret 1) Kötü bir olaydan alınması gereken ders, uyarıcı sonuç Gören göze ibret vardır her şeyde. Âşık Veysel 2) sf., hlk. Çirkin, kötü, acayip Birleşik Sözler ibretiâlem Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ibret almak ibret olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”