olur vermek

olur vermek
yetkili makam bir uygulamanın yapılabilmesi için yazılı izin vermek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • olur — sf. 1) Olabilir Bu olur iş mi? 2) is. Onay, tasdik, yapabilme izni 3) e. “Evet” anlamında bir kabul sözü Gazeteyi okur musun? Olur. Birleşik Sözler olur olmaz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller olur almak olur ki olur şey değil …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırsat vermek — bir işi yapmak için uygun, elverişli şartı sağlamak Bu çeşit yazılara cevap vermek hasma fırsat vermek olur. B. Felek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • su vermek — 1) bitkileri sulamak 2) hayvanlara su içirmek 3) insanlara içmek için su getirmek 4) çeliğin sertlik, dayanıklılık ve esnekliğini artırmak için kızgınken suya batırmak ... yaptığı kısacık bıçaklar bile iki kat olur kırılmazdı, çeliğe su vermek,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzının payını (veya ölçüsünü) vermek — (birine) verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek İyi oldu ağzının payını verdiğim, artık bana karşı daha dikkatli olur. A. Ümit …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cevâz — (A.) [ زاﻮﺝ ] izin, uygun verme. ♦ cevâz vermek uygun vermek, olur vermek, müsaade etmek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • at — is. 1) Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan 2) Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş Birleşik Sözler at arabası atbalığı atbaşı at… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dökmek — i, er 1) Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir yere boşaltmak Sigara tablasını dökmek. 3) Akıtmak, düşürmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”