ses vermek

ses vermek
1) herhangi bir sesi çıkarmak

Üç defa ses veren bir küçük çanın altından bahçeye girdiler.

- Y. K. Karaosmanoğlu
2) bir çağrıya karşılık vermek

Her biri bir türlü feryada başlar / Güller seda verir, bağlar ses verir.

- Âşık Veysel

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • vermek — i, e, ir 1) Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. Ö. Seyfettin 2) Bırakmak veya bağışlamak Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ses — is. 1) Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu. F. R. Atay 2) Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum. R. H. Karay 3) mec. Duygu ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yañkulamak — ses vermek, yankılamak, ses gelmek, III, 410, 411 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • bozlamak — ses vermek, bağırmak; bozlamak I, 120; III, 291 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • tikremek — ses vermek; gelişmek, yeti;mek. II, 280 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • tikreşmek — ses vermek; büyüyüp serpilmek. II, 209 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalmak — i, e, ar 1) Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı. F. R. Atay 2) Vurarak veya sürterek ses çıkartmak Bir yandan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yankılanmak — nsz Ses vermek, ses çıkarmak, yankı durumunda geri dönmek, aksetmek Kafasının içinde on defa yankılanmıştı. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıfılamak — çığıl çığıl ses verı nek, şıra kaynarken ses vermek. II I, 325 göçebelerin sele sazı (çığ otu) lle yaptıkları çadır örtüsü III, 128 bir Türk arşını, Arap arşının üçte ikisi kadardır, göçebeler bununla bez ölçerler III,128 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”