- su dökmek
- hlk.
küçük abdest bozmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dökmek — i, er 1) Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir yere boşaltmak Sigara tablasını dökmek. 3) Akıtmak, düşürmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yem dökmek (veya koymak) — 1) avlanılacak hayvanları bir yere çekmek için yiyecek dökmek 2) mec. aldatabilmek için inanç verici davranışta bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
lokma dökmek — 1) lokma tatlısı yapmak Sonra arkasından lokma filan dökmek değil a, bir Yasin, bir Fatihacık bile okuyan bulunmaz. Ö. Seyfettin 2) konuk için yemek hazırlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sayıp dökmek — ne var ne yok, hepsini söylemek Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar. R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç dökmek — içini dökmek Akşamları ikişer üçer kadeh içer, karşılıklı iç dökerdik. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana dökmek — hepsini sergilemek, ortaya dökmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdini dökmek — derdini, sıkıntılarını ayrıntılı olarak anlatmak, dile getirmek Efendinin ona ihtiyacı en ziyade kendi derdini dökmek, kalbini boşaltmak içindi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
içini dökmek — 1) derdini anlatmak, iç dünyasındaki duygu ve düşüncelerini bir bir anlatmak Rakım güldü, bu manastır kaçkını eski gâvura içini dökmekten lezzet alıyordu. H. E. Adıvar 2) ferahlamak, rahatlamak Bu yazıyı niçin yazıyorum? Biraz içimi dökmek, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alın teri dökmek — çok emek vermek, zahmetli bir iş görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakla dökmek (veya atmak) — bakla ile fala bakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dem dökmek — kadınlar aybaşında kan yitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük