çok görmek

çok görmek
(bir şeyi birine) yadırgamak

Mehmetçiğimiz ayrıca anıtlara layıktır. Onun köylere kadar anıtlaştırılmasını çok görmem.

- P. Safa

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pembe görmek — çok iyimser olmak, her şeyi iyimser bir gözle görmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendini dev aynasında görmek — kendini olduğundan çok üstün görmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • umur görmek — 1) önemli görevlerde bulunmuş olmak 2) çok deneyimi olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • leyleği havada görmek — şaka çok gezmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • faydasını görmek — 1) yarar sağlamak Almanya da kaldığım sürece, bu çizmelerin çok faydasını gördüm. H. Taner 2) kâr elde etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çoğumsamak — i Bir şeyin düşünülenden daha çok olduğu yargısına varmak, çok görmek, çok bulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çoksamak — i Çok görmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıskanmak — i, den 1) Sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak Mühür gözlüm seni elden / Sakınırım, kıskanırım. Âşık Ali İzzet Özkan 2) i Herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”