- zahmet vermek
- sıkıntı vermek
Size zahmet vermemek için ben buraya geldim.
- A. Gündüz
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Size zahmet vermemek için ben buraya geldim.
- A. GündüzÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
zahmet — is., Ar. zaḥmet Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat Yalnız rica ederim, bir an için bir zahmet ve fedakârlık daha yapın. H. F. Ozansoy Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller zahmet çekmek zahmet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eziyet vermek — zahmet çektirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
LAHİYANE TA'ZİB — f. Oyun olsun diye zahmet vermek. Oynarcasına azab vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUKABEDE — şiddet ve zahmet vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAVSİM — Azalardan bir uzva zahmet vermek. * Kırmak. * Tenbellik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eziyet etmek — zahmet ve sıkıntı vermek, canını yakmak İçlerinden birine kancayı atmış, maksadı, onu üzmek, ona eziyet etmektir. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
eziyet — is., Ar. eẕiyyet Aşırı güçlük ve sıkıntı, üzgü, cefa, zahmet, zulüm Birleşik Sözler gâvur eziyeti Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller eziyet çekmek eziyet etmek eziyet vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HUL — (Hâyil. C.) Bela. Zahmet. * Mukabele etmek, karşılık vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük