- acı vermek
- üzüntüye sebep olmak, incitmek
Başkalarına elinden geldiğince acı vermeye çalışmak başlıca eğlencesiydi.
- R. Erduran
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Başkalarına elinden geldiğince acı vermeye çalışmak başlıca eğlencesiydi.
- R. ErduranÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini … Çağatay Osmanlı Sözlük
azap vermek — acı çektirmek, üzmek Bu düşünce ona epeyce azap verdi. A. Mithat … Çağatay Osmanlı Sözlük
tat vermek — 1) acı, tatlı, ekşi vb. bir tat kazandırmak 2) mec. hoşa giden bir duruma sebep olmak 3) mec. bıktırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haşlamak — nsz 1) Bir şeyi kaynar suya daldırmak Sebze haşlamak. 2) i Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek 3) Suda kaynatarak pişirmek Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze. H. E. Adıvar 4) i Kaynar sıvı bir şeyi yakmak Kaynar su ayağımı haşladı … Çağatay Osmanlı Sözlük
burkmak — i, ar 1) Bir şeyi burar gibi ekseni etrafında döndürmek Birinin kolunu burkmak. 2) nsz Burkulmak Ayağım burktu. 3) Acı vermek, üzmek Yörede, şimdi yürek burkan bir suskunluk vardı. T. Buğra 4) mec. Bazı yiyecekler, ağza kekre tat vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
LA'C — (C.: Levâıc) Halecan etmek. * Acı vermek, elem vermek. * Yakmak. * Muhabbet ve aşktan dolayı yürekte hâsıl olan hararet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alazlamak — i, hlk. 1) Bir şeyin yüzünü alevden geçirmek, aleve tutmak 2) Sızlatmak, yakmak, acı vermek İspirto tatlı bir hararetle midesini alazladı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
kederlendirmek — i Keder, üzüntü duymasına yol açmak, acı vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zehretmek — i, der, Far. zehr + T. etmek Tatsızlık çıkarıp üzüntüye yol açmak, bunaltmak, acı vermek, sıkmak, üzmek Hayatımın sonuna kadar böyle her günümü zehredemem. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
etinden et koparmak (veya kesmek) — çok acı vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük