farkına varmak

farkına varmak
gözüne çarpmak, fark etmek, anlamak

Dünya nimetlerinin bir bir farkına varmaya başlarız.

- H. Taner

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • TEFEHHÜM — Farkına varmak. İdrâk eylemek. * Yavaş yavaş anlamak. Tekellüfle anlamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kestirmek — i 1) Kesme işini yaptırmak 2) Akıl yolu ile gerçeğe yakın bir yargıya varmak, tahmin etmek Ben bu kadar şeyi kestiremez miyim? M. Ş. Esendal 3) Kesilmesini sağlamak, kesilmesine yol açmak Bebeğin sütünü limon sıkarak kestirdi. 4) Karar vermek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çakmak — 1. i, e, ar 1) Vurarak sokup yerleştirmek Çiviyi tahtaya çakmak. 2) Çivi ile tutturmak İsa nın ruhu eğer bugün içinden çıkmış olduğu yere inerek bu sahneyi görseydi, kim bilir patriklerini hangi oduna çakardı. F. R. Atay 3) Kazık çakıp hayvan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fark — is., Ar. farḳ 1) Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, ayrım, nüans Aralarında sekiz, on yaş fark bulunmasına rağmen, iki akran gibiydiler. R. N. Güntekin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hissetmek — i, der, Ar. ḥiss + T. etmek 1) Fiziksel bir uyarıyı duymak Ben öyle dalmış düşünürken, omuzumda bir el hissettim. H. Taner 2) Bir şeyden etkilenmek, duymak 3) Sezmek, farkına varmak, anlamak Bu yıkılışın ona geldiğini hep hissediyorduk. F. R.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kadrini anlamak — değerinin farkına varmak Hakikaten, insan sevdiklerinin kadrini yokluklarında anlıyor. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tefehhüm — (A.) [ ﻢﻬﻔﺕ ] anlama. ♦ tefehhüm etmek anlamak, farkına varmak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • HİSS — Duymak. Farkına varmak. Duygu. * Bir kimsenin haline acıyıp rikkat ve şefkat eylemek. * Bir şeyi idrak edip şuur hâsıl eylemek. Bedendeki his uzuvlarından birisini müteessir eden bir şeyin mevcudiyetini idrak eylemek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”