- gün görmemek
- sıkıntı içinde yaşamak
Üçü de kocadan gün görmemişler, üçü de mazlum ve boynu bükük kadın...
- A. Erhat
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Üçü de kocadan gün görmemişler, üçü de mazlum ve boynu bükük kadın...
- A. ErhatÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gün — is. 1) Güneş Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı. M. Ş. Esendal 2) Güneş ışığı 3) Gündüz Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş. H. Taner 4) Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre Kız… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gün yüzü görmemek — 1) güneş ışığından uzakta kalmak, ışık görmemek 2) mec. hiç kullanılmamak, yeni kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gitmek — e, der 1) Bir yere doğru yönelmek 2) den Bir yerden veya bir işten ayrılmak 3) Çıkmak, ulaşmak Bu yol nereye gider? 4) Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak Her gün çalışmaya gidiyor. 5) nsz Sürmek, devam etmek Ama böyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük