- kafa tutmak
- boyun eğmemek, karşı gelmek, diklenmek
Hocalara, amirlere, büyüklere kafa tutmak sökmezdi.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hocalara, amirlere, büyüklere kafa tutmak sökmezdi.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük
temerrüt etmek — kafa tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
serkeşlik etmek — kafa tutmak, başkaldırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabarmak — nsz 1) Ağırlığı artmadan hacmi büyümek Ekmek iyi kabardı. 2) Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur. R. N. Güntekin 3) Niceliği artmak, büyümek Masraf… … Çağatay Osmanlı Sözlük
betelenmek — nsz Karşı gelmek, dikleşmek, kafa tutmak Ama hakkım diye betelene betelene, başa kaka kaka değil. F. Celâlettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikelmek — nsz 1) Dik duruma gelmek, dikleşmek 2) Ayakta durmak 3) e, mec. Sert konuşmak, karşı gelmek, birine kafa tutmak, dinelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
diklenmek — nsz Birine karşı ters bir davranışta bulunmak, karşı gelmek, kafa tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinelmek — nsz, hlk. 1) Ayakta durmak 2) Ayağa kalkmak, dik durmak 3) e, mec. Karşı koymak, kafa tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
efelenmek — nsz Diklenmek, kafa tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
SÜMUD — Taganni eylemek. * Eğlenmek. * Kibirlenip somurtmak. * Kafa tutmak. * Sersem olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük