- belsoğukluğu
- is., tıp
Üreme organlarının akıntılı ve bulaşıcı bir hastalığı
Ta eskiden, yirmi sene evvel bir belsoğukluğu geçirdimdi.
- S. F. AbasıyanıkAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ta eskiden, yirmi sene evvel bir belsoğukluğu geçirdimdi.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bel — 1. is., Far. bel Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı Birleşik Sözler çatal bel Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bel bellemek 2. is., anat. 1)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gonokok — is., tıp, Fr. gonocoque Belsoğukluğu mikrobu … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğukluk — is., ğu 1) Soğuk olma durumu, soğuk bir etki yapan şeyin özelliği, bürudet Yatağımın içinde bu takır takır tahtaların soğukluğunu, sertliğini duyar gibi olurdum. A. Ş. Hisar 2) Yemeğin sonunda yenen meyve, hoşaf, komposto vb. şeyler 3) Hamamlarda … Çağatay Osmanlı Sözlük
zührevi — sf., Ar. zuhrevī Frengi, belsoğukluğu vb. cinsel ilişkilerle bulaşan, zührevi hastalık Birleşik Sözler zührevi hastalık … Çağatay Osmanlı Sözlük
bensaukluk — bensaùkluk m <N mn uci> DEFINICIJA pat. reg. venerična bolest; kapavac, triper (Urethritis gonorrhoica) ETIMOLOGIJA tur. belsoǧukluǧu … Hrvatski jezični portal