- hakkını vermek
- 1) gereğini bütün olarak yerine getirmek
Bu yemeğin hakkını vermişsin.
2) birinin çalışmasının karşılığını gereğince değerlendirmekO öğretmen, öğrencilerin her zaman hakkını verir.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu yemeğin hakkını vermişsin.
O öğretmen, öğrencilerin her zaman hakkını verir.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hak — 1. is., kki, esk., Ar. ḥakk 1) Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma Mühür hakki. 2) Kâğıttaki yazıyı kazıma Resmî kâğıtlarda hak ve silinti yasaktır. Birleşik Sözler hakketmek 2. is., kkı, Ar. ḥaḳḳ 1) Adalet Haktan ayrılmamalı. 2)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ADALET — Zulüm etmemek. Herkese hakkını vermek ve lâyık olduğu muâmeleyi yapmak. Mahkeme. Hak kanunlarına uygunluk. Haksızları terbiye etmek. İnsaf. Mâdelet. Dâd. Cenab ı Hakk ın emrini emrettiği şekilde tatbik etmek. Suçluya Allah ın emrini icra… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
boyun borcu — is. Yapılması gereken ödev, vecibe Yapılan yararlı çalışmaların hakkını vermek boynumuzun borcu... T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAHKİK — Doğru olup olmadığını araştırmak veya doğruluğunu, yanlışlığını meydana çıkarmak. İncelemek. İçyüzünü araştırmak. * Bir şeyi eksiksiz ve ziyâdesiz yapmakta mübâlağa etmektir. Bir şeyin hakikatına ermek, künhüne vâkıf olmak, nihayetine erişmek… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAKADİ — Birbirine hakkını vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHKAK-I HAK — Haklıya hakkını vermek. Hakkı, usülü dairesinde yerine getirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bırakmak — i 1) Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak 2) nsz Koymak Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. T. Buğra 3) Bir işi başka bir zamana ertelemek Gezmeyi haftaya bıraktık. 4) Unutmak Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım? 5) Bulunduğu yeri veya durumu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İKRAR — Açıktan söylemek. Kabul ve tasdik etmek. Hakkı itiraf etmek. Karar vermek. Mukarrer kılmak. * Fık: Bir kimseye diğerinin kendisinde olan hakkını haber vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ihlal etmek — zarar vermek; zedelemek; dokunmak; hakkını zedelemek; çiğnemek; bozmak … Hukuk Sözlüğü