- paradan çıkmak
- para harcamak zorunda kalmak
Canım ne lüzumu var, paradan çıkıyorsun diye âdeta beni azarlıyor.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Canım ne lüzumu var, paradan çıkıyorsun diye âdeta beni azarlıyor.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
masraftan çıkmak — beklenmedik bir sırada para harcama durumunda kalmak, paradan çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… … Çağatay Osmanlı Sözlük