- gözden (veya gözünden) kaçırmak
- dalgınlıkla görmemek
Hasan Efendi, en hafif bir gölgeyi gözünden kaçırmıyordu.
- H. R. Gürpınar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hasan Efendi, en hafif bir gölgeyi gözünden kaçırmıyordu.
- H. R. GürpınarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük