içinden gelmek

içinden gelmek
bir şeyi yapmak için içten bir istek duymak

İçinden öyle geldiği için, başka türlüsüne tenezzül etmediği için öyle yapıyordu.

- H. Taner

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • içinden çıkmak — (bir işin) karışık bir işin güçlüklerini yenebilmek, üstesinden gelmek Pek cazip bir iş fakat çok paraya, çok vasıtaya ihtiyaç var. Bakalım bunun içinden nasıl çıkabileceğim? Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gibisine gelmek — imiş gibi gelmek, sanmak Öyle gibime geliyor ki bu işin içinden kolay çıkamayacağız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hizaya gelmek — 1) düzgün sıra olmak Sandallar tam bir hizaya gelince onları birbirlerine elleriyle bitiştirerek tutan kayıkçılar. A. Ş. Hisar 2) tkz. davranışlarını düzeltmek, yola gelmek Ha şöyle dedi içinden, adam ol da biraz hizaya gel. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şaşırmak — i 1) Bir işe nasıl başlayıp o işi nasıl sürdüreceğini ve nasıl sonuçlandıracağını bilemeyecek duruma gelmek, içinden çıkamamak Söyleyeceğini şaşırmak. 2) nsz Doğru, gerçek ve gerekli olanı ayırt edemeyecek duruma gelmek Hastasını muayene ederken… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vurdumduymazlık — is., ğı Aldırmazlık, aldırışsızlık, umursamazlık Vefakârlığı da öyleydi. Genel unutkanlığa, vurdumduymazlığa karşı içinden gelen bir tepki idi. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vurdumduymazlıktan gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yanaşmak — e 1) Bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek Usulca avluya indim, rafa doğru yanaştım. F. R. Atay 2) Vapur, kayık vb. kıyıya varmak Günün birinde kocaman bir motor Santa Maria ya yanaştı, içinden çıkan bir subay muhafızlarla uzun uzun görüştü. R. H …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çapraza sarmak — bir iş içinden çıkılmaz duruma gelmek, çaprazlaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”