- canını almak
- 1) öldürmek2) canını verdirecek kadar memnun etmek3) sıkıntıya sokmak
İşi o makamdan o makama sora sora dolaşır, parasını almaz ama iş sahibinin canını alır.
- B. Felek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İşi o makamdan o makama sora sora dolaşır, parasını almaz ama iş sahibinin canını alır.
- B. FelekÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
canını dişine almak (veya takmak) — 1) her tehlikeyi göze alarak işe girişmek Öyleyse niye uğraşıyoruz, canımızı dişimize takmışız, sen, ben, Ali, Yel Musa? Y. Kemal 2) bütün gücünü harcayarak yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
taşa tutmak — 1) üst üste taş atmak, aralıksız taşlamak Sokaktan her geçişinde çocuklar taşa tutarlardı onu, canını yakmanın bir yolunu bulurlardı. T. Uyar 2) tek. zımparalamak amacıyla çok hızla dönen bileği taşına hafifçe dokundurmak, pürüzlerini almak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göze girmek — davranış ve yetenekleriyle ilgi ve önem kazanmak Bu müddet içinde göze girmek, göze girip de takımda yer almak için canını dişine takarak didinir durur. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük