bir koşu

bir koşu
zf.
1) Çabucak

... bir koşu toplar çamaşırları, yollu yatak çarşaflarını, rüzgârda savrulan havluları, ıslanmaya başlamadan önce.

- O. Rifat
2) Koşarak, koşa koşa

O gün, hemen bir koşu seracılara gittim, kocaman bir yasemin aldım, eve getirdim.

- T. Dursun K

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • koşu — is., sp. 1) Koşarak yapılan yarış 2) At yarışı Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş. N. Cumalı Birleşik Sözler koşu atı koşu yolu bir koşu engelli koşu doğa koşusu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • koşu koparmak — hızla koşuvermek, çabucak atılıp gitmek Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İsmet Özel — Infobox Person name = İsmet Özel |250px caption = birth date = 19 September 1944 birth place = Kayseri, Turkeyİsmet Özel (born 19 September 1944 in Kayseri) is a Turkish poet and Islamist thinker. He is the sixth child of a police officer from… …   Wikipedia

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çabucak — zf. 1) Vakit geçirmeden, kısa sürede, aceleten, acilen, alelacele, anında, bir anda, bir çırpıda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İsmet Özel — (* 19. September 1944 in Kayseri) ist ein türkischer Dichter und Essayist. Özel ist das sechste Kind eines Polizeibeamten aus Söke. Er besuchte eine Primar und die Sekundarschule in Kastamonu, Çankırı und Ankara. 1962 begann er mit dem Studium an …   Deutsch Wikipedia

  • kıyak — sf., ğı, tkz. 1) Benzerlerinden üstün olan, çok güzel, mükemmel Kıyak bir koşu atı. Kıyak bir söz. 2) is. Hoşgörü, ayrıcalık tanıma 3) hlk. Güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli 4) hlk. Kıyıcı, zalim, gaddar Birleşik Sözler kafası kıyak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yapmak — i, ar 1) Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. Ç. Altan 2) nsz Olmasına yol açmak Durgun sular sıtma yapar. 3) nsz Yol almak 4) Onarmak, tamir etmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Грамматика турецкого языка — Турецкий язык относится к агглютинативным (или «приклеивающим») языкам и, тем самым, существенно отличается от индоевропейских. Содержание 1 Морфология 1.1 Гармония гласных 1.2 Число …   Википедия

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”