- bir parmak
- sf., -ğı
1) Parmak ucuyla alınan miktarda2) Çok küçük (çocuk)
Bir parmak şeye karşı bu kadar insafsız olmayın.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir parmak şeye karşı bu kadar insafsız olmayın.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ağzına bir parmak bal çalmak — birini tatlı sözlerle veya çeşitli hediyelerle bir süre için kandırmak, oyalamak Hürriyet, müsavat diye herkesin ağzına bir parmak bal çaldılar. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmak — is., ğı, anat. 1) İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri Uzun, sinirli parmakları locanın kenarında uzanmış, boksörün kulağını koparıyordu. R. N. Güntekin 2) sf. Eni bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmak kaldırmak — bir toplulukta söz istemek için işaret parmağını açık bırakarak kapalı eli yukarı kaldırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmak basmak — 1) (bir yere) imza yerine parmağını mürekkebe batırarak bir yere bastırmak 2) mec. (bir yere) bir konu üzerine dikkati, ilgiyi çekmek Bu arada benim öteden beri gözüme çarpan bir noktaya şimdi parmak basacağım. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmak hesabı — is. 1) Parmaklar kullanılarak yapılan hesap 2) ed. Hece ölçüsü Öyle bir şey ki ne Acem aruzu ne de parmak hesabı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmak tatlısı — is. Parmak biçiminde yapılan bir tür hamur tatlısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmak ısırtmak — herhangi bir davranışıyla şaşkınlık içinde bırakmak, şaşırtmak Bu küçük beldede kocaman işler göreceğini, herkese parmak ısırtacak eserler çıkaracağını zannediyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmak üzümü — is. Taneleri uzun olan bir üzüm türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmak kaldı — az kaldı, az kalsın, neredeyse anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük