birleşik kap

birleşik kap
is., -bı, fiz.
Alt tarafından birleştirilmiş kaplardan her biri, bileşik kap

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kap — 1. is., bı 1) İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne 2) Kap kacak 3) Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb 4) Kapak, cilt Birleşik Sözler kap kacak bileşik kap… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • birleşik — sf., ği Bir araya gelmiş, birleşmiş olan, müttehit Birleşik Sözler birleşik ad birleşik cümle birleşik fiil birleşik isim birleşik kap birleşik kelime bir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kâp — is., bı, esk., Ar. kaˁb Aşık kemiği Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kâbına varamamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bileşik kap — is., bı, fiz. Birleşik kap …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kazan — is. 1) Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap Koca bir kazan patates kaynattık. A. Gündüz 2) Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı büyük derin kap Kazan patladı. Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kutu — is., Rum. 1) İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi. A. Ş. Hisar 2) sf. Bu kabın alabildiği miktarda olan Bir kutu lokum. 3) Elektrik veya telefon tellerinin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sepet — is., Far. seped 1) Saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap 2) sf. Bu kabın aldığı ölçüde Bir sepet elma. 3) sf. Bu kap biçiminde örülerek yapılmış Sepet sandık. Sepet… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tabak — 1. is., ğı, Ar. ṭabaḳ 1) Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor. A. Gündüz 2) sf. Bu kabın alacağı miktarda olan Birleşik Sözler kayık tabak balık tabağı çorba tabağı iftar tabağı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zarf — is., esk., Ar. ẓarf 1) Kap, kılıf, sarma 2) İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler. A. Haşim 3) İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap Kenarları ezik bir çift …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • küp — 1. is., Ar. kūb 1) Su, pekmez, yağ vb. sıvıları veya un, buğday gibi tahılları saklamaya yarayan, geniş karınlı, dibi dar toprak kap Ahırda kırık bir küpün içine, samanlarla çuvalların altına saklamış, gitti, getirdi. H. Taner 2) argo Sarhoş… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”