can sıkıntısı

can sıkıntısı
is.
Yapılacak bir iş olmaması ve hiçbir şeyle oyalanma imkânı bulunmaması sebebiyle duyulan tedirginlik, bunalım

Genç kadın, can sıkıntısıyla yüzünü ekşitti.

- P. Safa

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • can alıp can vermek — ölüm sıkıntısı ve acısı içinde bunalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • buşug — can sıkıntısı. I, 373bkz: puşug …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • puşug — can sıkıntısı I, 373bkz: buşug …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • KALAK — Can sıkıntısı. Gönül darlığı. Kararsızlık. * Zahmet. Meşakkat …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MELAL — Can sıkıntısı. Usanç. Gamlılık. Zaaf ve fütur …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • sıkıntı — is. 1) İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı. P. Safa 2) Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • melal — is., li, esk., Ar. melāl 1) Can sıkıntısı, usanç Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Üzüntü, hüzün, dert Her zaman, doğduğu, çocukluğunu geçirdiği memleketin rüzgârlarıyla bir melal duyardı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nihayetsiz — sf. Sonsuz, sonu gelmez, bitip tükenmez Kırk yaşına gelince bir yorgunluk hisseder, nihayetsiz ve sebepsiz bir can sıkıntısı duyarsınız. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pofurdamak — nsz Can sıkıntısı sebebiyle sesli nefes vermek Burada oturduğu sürece pofurdadı durdu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”