devretmek — Bir malın mülkiyetini, bir mal üzerindeki hakkı başkasına geçirmek … Hukuk Sözlüğü
kasayı devretmek — işletmelerde nöbetleşe çalışan kasadarlar kasa mevcudunu birbirine aktarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
KEVR — Devretmek, dönmek. * Sarık sarmak. Tülbend sarmak. * Bir yerde toplanmış olan develer. * Çokluk, bolluk, ziyadelik. * Mukül dedikleri darı cinsi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alacaklandırmak — i, ekon. Vadeli satış yapan firmaların her türlü mal ve hizmet satışından doğan haklarını alacaklandırıcı adı verilen finansal kuruluşlara devretmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
devir — 1. is., vri, Ar. devr Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, periyot Bana sorarsanız devrimiz nasihat devri olmaktan çıktı. B. Felek Birleşik Sözler devrihindi devrisaadet Cilalı Taş Devri kuluçka devri Maden Devri … Çağatay Osmanlı Sözlük
devretme — is. Devretmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
göçermek — i, e 1) Bir kimseden diğer kimseye geçirmek, havale etmek, devretmek Arkadaşım işini bana göçerdi. 2) Bitkileri yerinden, çıkarıp başka yere dikmek, değiştirmek, göçürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kasa — is., İt. cassa 1) Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap Arkaya doğru bir adım atıp sırtını meyhanecinin kasasına dayadı. S. F. Abasıyanık 2) Ticarethanelerde para alınıp verilen yer 3) Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırdırtmak — i, e 1) Kırdırma işini yaptırmak 2) Düşük fiyat verdirtmek İşi kırdırtarak verelim. 3) tic. Ticari bir senedi, süresi gelmeden düşük fiyatla birine devretmek veya satmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
havale etmek — 1) bir şeyin alınmasını, yapılmasını bir kimseye bırakmak, ısmarlamak, devretmek Mahkemeye havale edeceğim, orada bülbül gibi söylersin. Ö. Seyfettin 2) yollamak, göndermek … Çağatay Osmanlı Sözlük