- ızgara
- is., Rum.
1) Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç2) Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının havalandırma çıkışları üzerine konulan kafesli veya parmaklıklı demir3) Et, balık, köfte vb. yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç, gril
Izgaranın sokağa verilen bacasından, kızardıkça yağları eriyen köftelerin kokusu vuruyordu dışarıya.
- N. Cumalı4) sf. Bu araç üstünde pişmişGün batmadan çok evvel işlerini bitirdikleri için bu saatte meze ve ızgaralardan başka bir şey kalmaz.
- R. N. Güntekin5) sp. Futbol ayakkabısının altında bulunan iri başlı kabaraÖtekisinde altından hâlâ ızgaraları sallanan bir futbol ayakkabı eskisi vardı.
- S. F. AbasıyanıkBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.