- kalebent
- is., -di, esk., Ar. ḳalˁa + Far. bend
Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçluAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kalebent etmek — suçluluğu yüzünden mahkûm etmek Jön Türklerle alakası var diye, insanı dünyanın öbür ucuna kalebent ediverirler. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
bent — is., di, esk., Far. bend 1) Bağ, rabıt 2) Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm 3) Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılan set, büğet Bentler, hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerden imiş. A.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kale — is., tar., Ar. ḳalˁa 1) Düşmanın gelmesi beklenilen yollar üzerinde, askerî önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı, kermen 2) Satranç tahtasının dört köşesine dikilen … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalebentlik — is., ği Kalebent olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük