kilit mevki — is. Kilit nokta Japonya da kilit mevkide dört büyük memur da şimdi aynı töhmetin altında. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilit nokta — is. Bütün işlerin bağlı olduğu önemli nokta, makam veya yer, kilit mevki … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilit kürek altına almak — bir şeyi kilitli yere koyarak saklamak O gün her tarafı kilit kürek altına aldı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilit kürek olmak — bir yeri korumak, o yerin güvenilir, sağlam adamı olmak ... evime kilit kürek ol diye onun sırtını okşar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilit — (Qax, Quba, Kürdəmir, Şərur, Ordubad) 1. açar (Kürdəmir, Ordubad). – Kilitnən qıfılı açıllar (Ordubad) 2. qapıya daldan keçirilən uzun dəmir (Qax, Quba). – Qapının kilidin vur (Quba) … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
kilit dili — is. Kilidin anahtarla sürülen parçası … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilit sarma — is., mdn. İki veya daha çok bağ boyundurukları altına karşılıklı olarak atılmış ve birbirine fırçalarla bağlanmış olan bir çift sarma … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilit taşı — is., mim. Anahtar taşı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilit yeri — is. Kilidin yerleştiği yuva … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilit altına almak — kilitlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük