- malumat
- is., Ar. maˁlūmāt
Bilgi
Bu hakikatler artık çocukların bildikleri en basit malumat sırasına geçmiştir.
- H. R. GürpınarBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu hakikatler artık çocukların bildikleri en basit malumat sırasına geçmiştir.
- H. R. GürpınarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
malûmat — (A.) [ تﺎﻡﻮﻠﻌﻡ ] bilgi … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
BERÂY-I MALÛMAT — Mâlûmat için … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
malumat sahibi — is. Bir konuda bilgisi olan kimse, malumattar … Çağatay Osmanlı Sözlük
malumat almak — bilgi edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
malumat edinmek — bilgi edinmek, öğrenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
malumat vermek — bilgi vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
berâyı malûmât — [ تﺎﻡﻮﻠﻌﻡ یاﺮﺑ ] bilgi edinmek için, bilgi vermek için, bilgi sahibi olmak için … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İ'TA-YI MA'LUMAT — Malumat verme. Bilgi verme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bilgi — is. 1) İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat 2) Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf Babası, önce ona, Mazlume ve ailesi hakkında birçok bilgi vermişti. H. E. Adıvar 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ENFÜSÎ — Bir kimseye mahsus görüş ve düşünüş. Nefse, kendi hayatına aid, dâhile aid. (Subjektif) (Objektifin zıddı)(İ lem eyyüh el aziz! Afaki mâlumat, yâni; hâriçten, uzaklardan alınan mâlumat, evham ve vesveselerden hâli olamıyor. Amma bizzat vicdâni… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük