- ölü salı
- is., hlk.
Teneşir
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ölü — sf. 1) Hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, diri karşıtı Bir gün gelip ölülerimizi parayla taşıtacağımızda şüphe yok. M. Ş. Esendal 2) is. Ölmüş insan, müteveffa, mevta 3) is. Hayvan leşi Bir tavuk ölüsü. 4) mec. Güçsüz Ölü kandil. 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sal — 1. is., hlk. Tabut Birleşik Sözler salhane 2. is. Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı Dalgaları ufukları örten bir denizde, küçük bir sal parçası üstünde bir boraya mı tutulduk? Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
statyti — statyti, stãto (stãčia), stãtė tr. K, Rtr, Š, KŽ; SD353, H, R, MŽ, N, M, L 1. daryti, kad stačiai stovėtų, vertikaliai dėti, kelti, kad būtų stačias: Ans telepono stulpus stãtė Krš. Jei apynvarpčių tujau nestato, tad į jų vietą tu tarpu įbado … Dictionary of the Lithuanian Language