- pas rengi
- is.
1) Kırmızıyla kahverengi arasındaki renk2) sf. Bu renkte olan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
pas — 1. is. 1) Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde Kapılardan ve kilitlerden paslar dökülüyordu. S. F. Abasıyanık 2) Bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tütün rengi — is. 1) Kurutulmuş tütünün rengi olan koyu pas rengi, taba 2) sf. Bu renkte olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
renk — is., gi, Far. reng 1) Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu. A. Gündüz 2) mec. Nitelik İşin rengi değişti. Birleşik Sözler renk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bataklık baykuşu — is., hay. b. Baykuşgiller familyasından, sırt tüyleri pas rengi olan, bataklıklarda yaşayan bir kuş türü, İshak kuşu, hak kuşu (Asio flammeus) … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalıçapkını — is., hay. b. Yalıçapkınıgillerden, su kıyılarında yaşayan, sırtı mavi ve yeşil, karnı pas rengi bir kuş, emircik, iskele kuşu (Alcedo atthis) … Çağatay Osmanlı Sözlük
rengti — reñgti, ia, ė tr., rengti 1. N ruošti, taisyti kelionei: Ji reñgia vaikus kelian, tai neturi laiko Švn. Aš jį rengiù į kelią, t. y. taisau aš jam vežimą, valgį J. Slūžbon eik, ir mažąjį vaikelį su savim renk Lz. Ne aš viena gailiai verksiu, –… … Dictionary of the Lithuanian Language
žirgas — žìrgas sm. (3) Sch146,178, KBII54, KII108,134, K, Rtr, NdŽ, KŽ, ZtŽ, žir̃gas (4) J, RŽ, NdŽ, Lz, Dv; SD159, R, R276, MŽ370,467, D.Pošk, Sut, I, N, L, LL211, ŠT184,193, ŽŪŽ106 1. gražus jojamas arklys: Bėras, ristas žìrgas DŽ. Sportinis žìrgas… … Dictionary of the Lithuanian Language
parengti — pareñgti, ia, pàrengė tr. 1. L41 paruošti, suruošti kur vykti: Užprašė piršlį ir patį Joną parengė važiuoti pas mergą su piršliu BsPIII64. Seserėle lelijėle, motynėlės dukružėle, tau parengta kelionėlė JV901. | refl. N: Pasirengia in kelionę… … Dictionary of the Lithuanian Language
kaçmak — e, ar 1) Hızla koşup bir yere saklanmak Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın. H. R. Gürpınar 2) nsz Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek Silahını hatta başındaki şapkasını bırakıp kaçıyor. R. E. Ünaydın 3) den… … Çağatay Osmanlı Sözlük