- sille tokat
- zf.
Döve döve
Adamı sille tokat götürdüler.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Adamı sille tokat götürdüler.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sille — is., Far. sīlī Elin iç yüzüyle vurulan tokat Adam keçinin gerisine hafif bir sille indirdi. N. Cumalı Birleşik Sözler sille tokat … Çağatay Osmanlı Sözlük
tokat — 1. is., dı İnsana el içi ile vuruş, şamar, beşkardeş Birleşik Sözler tokat arsızı sille tokat Osmanlı tokadı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tokat aşk etmek tokat aşk eylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
SİLLE — f. Tokat. Şamar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TOKAT — Kale içi, siper, ahır, ağıl. El içi gibi yer. * Dere arası olan hayvan mer ası. * El içiyle vurulan sille … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
taski — sille, tokat … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çürük — sf., ğü 1) Çürümüş olan Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu. Ö. Seyfettin 2) Sağlam ve dayanıklı olmayan Çürükleri barındırmaz yaylaların yaylası. H. Taner 3) İş göremez, hastalıklı 4) mec. Sağlam bir temele veya kanıtlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yamyassı — zf. Çok yassı, dümdüz bir biçimde Hani kendini bıraksa sille tokat, herifi yamyassı yere serecek. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
şapat — tokat, sille … Çağatay Osmanlı Sözlük
SAF' — Sille vurmak, tokat atmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük