- ululuk
- is., -ğu
Büyüklük, büyük olma durumu, yücelik, izzet
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
FEHAME — Ululuk, büyüklük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FİRBAR — Ululuk, azamet. * Ardınca gelicilik, peşinden gelmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KİBARE — Ululuk, büyüklük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KİBER — Ululuk. Büyüklük. Yaşlılık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÜBBEHET — Ululuk, büyüklük, azamet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
azamet — is., Ar. ˁaẓamet 1) Ululuk, büyüklük 2) Gurur Arkadaşlarımdan ayrılıp onun yanına geçmek azametime dokundu. R. N. Güntekin 3) Görkem, gösteriş, heybet 4) Debdebe 5) Çalım, kurum, tekebbür Şu her tarafından temizlik ve azamet akan şişman adama… … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyüklük — is., ğü 1) Büyük olma durumu, ululuk Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır. N. Araz 2) mec. Büyüklere yaraşır bağışlayıcı davranış Birleşik Sözler büyüklük hastalığı burnu büyüklük negatif büyüklük sonlu büyüklük Ata … Çağatay Osmanlı Sözlük
celal — is., li, esk., Ar. celāl 1) Büyüklük, ululuk 2) Öfke, kızgınlık Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal? M. A. Ersoy … Çağatay Osmanlı Sözlük
fehamet — is., esk., Ar. feḫāmet 1) Büyüklük, ululuk 2) Değer … Çağatay Osmanlı Sözlük
fehametli — sf. 1) Büyüklük, ululuk gösteren (kimse) 2) is., tar. Osmanlı İmparatorluğu zamanında sadrazamlara, Mısır hıdivi ve yabancı prenslere, eyalet beylerine verilen unvan … Çağatay Osmanlı Sözlük