- yarım küre
- is., mat.
1) İki eşit parçaya bölünmüş bir kürenin her parçası2) coğ., meteor. Yarı küre
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yarım — sf. 1) Bütün bir şeyin ayrıldığı iki eşit parçadan her biri Bu yarım saat içinde evde neler geçti? Y. Z. Ortaç 2) Tam ve istenildiği gibi olmayan, eksik, noksan Ötekinde de yarım kavala benzeyen kalın bir çığırtma vardı. O. C. Kaygılı 3) is. Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
küre — 1. is., mdn. Madenci ocağı, maden fırını 2. is., mat., Ar. kure 1) Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim 2) Yeryüzü, dünya Ben de yıldızlar gibi, küre gibi, ben de yalnız ve herkese uzaktım. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarı küre — is., coğ., meteor. Yer veya gök kürenin Ekvator la bölünmüş iki yarısından her biri, yarım küre … Çağatay Osmanlı Sözlük
KUBBE — Yarım küre şeklinde yapılan bina damı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEYİN — t. Kafatasının en büyük kısmını kaplayan, kalınca ve dayanıklı üç zarla örtülmüş olan bir sinir merkezidir. Yumuşak ve beyazımsı bir kitle olan beyin, duygu ve bilgi merkezidir. Ak ve boz maddeden yapılmıştır ve iki yarım küre olarak… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
takke — is., Ar. ṭāḳiye 1) İnce kumaştan dikilmiş veya ipten örülmüş, çoğunlukla yarım küre biçiminde başlık Yatarken beyaz gecelik entarisini giyer ve başına da küçücük gecelik takkesini geçirirmiş. A. Ş. Hisar 2) mim. Yarım küre biçimindeki kubbenin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kubbe — is., mim., Ar. ḳubbe Yarım küre biçiminde olan ve yapıyı örten dam, kümbet Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filan hepsi tamamdı. O. Atay Birleşik Sözler ana kubbe gök kubbe yarım kubbe … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağırşak — is., ğı 1) Yün, iplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik ağaç veya kemik parça 2) Teker biçiminde yassı nesne, kurs (I) Kandil ağırşağı. Emzik ağırşağı. Diz ağırşağı. Birleşik Sözler çadır… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fanus — is., Ar. fānūs 1) Süslü, ayaklı fener 2) Saat, mikroskop vb. araçları tozdan korumak için üzerlerine kapatılan, yarım küre biçiminde cam kap 3) Genellikle silindir biçiminde olan mum, gaz lambası vb. aydınlatma araçlarının çevresini kapatarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapsül — is., Fr. capsule 1) Şişe kapağı 2) Ateşli silahlarda horozun veya iğnenin çarpmasıyla ateş alan, bir tür özel barutla dolu, küçük, yuvarlak metal parça 3) Oyuncak tabancalarda kullanılan, şerit biçiminde iki kâğıt tabaka arasına konmuş patlayıcı… … Çağatay Osmanlı Sözlük