- sual etmek
- sormak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sual — is., li, esk., Ar. suˀāl Soru Hatıralarını anlattığı sırada Atatürk e bir sual sormuştum. F. R. Atay Birleşik Sözler sorgu sual ahiret suali kabir suali Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sual açmak sual etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hicap duymak (veya etmek) — utanmak Kalem aldın kaşlarını çatmaya / Hicap ettim adın sual etmeye. Dadaloğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tirkemek — sual etmek; dizmek; direyi yerine vaz etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HEDHED — Suâl etmek, sormak. * Ötmek. * Çocuk sallamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sormak — 1. i, ar, hlk. Dudakları uzatıp soluğu kuvvetle çekerek emmek 2. i, e, den, ar 1) Birine soru yönelterek herhangi bir konuda bilgi istemek, sual etmek Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum. R. N. Güntekin 2) Bir işin sorumluluğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
suramak — sual ve tahkik etmek, hatir sormak … Çağatay Osmanlı Sözlük
utandırmak — i Utanmasına yol açmak, utanacak bir duruma düşürmek, mahcup etmek Mualla Hanım a o zamana kadar beni çok utandıran bir sual sormakta mahzur görmedim. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜNAKAŞA — Mücadele. Münazaa. Karşılıklı sözle çekişmek. Bir mes eleyi sormayı çok ileri götürerek çekişmek. (Bak: Hakperest)(Hadis i Şeyheyn in ittifakına alâmet olan işaretiyle bir hadis bana gösterildi. Hadis midir, değil midir? sual edildi.Ben dedim :… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİHARE — Tefe ül. Sual sorup cevap istemek. * Hayırlı olmayı istemek. * Hayran olmak, şaşmak, taaccüb etmek. * Bir işin hayırlı olup olmıyacağı niyetiyle abdest alıp, dua edip rüya görmek üzere uykuya yatma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük