- fiyat vermek
- isteyeceği veya ödeyeceği fiyatı bildirmek
Ne fena fena bakar, ne de olmayacak bir fiyat verdiğim zaman homurdanır.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ne fena fena bakar, ne de olmayacak bir fiyat verdiğim zaman homurdanır.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
fiyat — is., Ar. fīˀāt 1) Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım. Ö. Seyfettin 2) ekon. Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı 3) ekon. Bir değer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedel — is., Ar. bedel 1) Değer, fiyat, kıymet 2) Bir şeyin yerini tutabilen karşılık Buna bedel içimde mumlar, mumlar, mumlar yanan bir karanlık var. A. Gündüz 3) Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse 4) sf. Eşit, denk Emsalini… … Çağatay Osmanlı Sözlük