- meydana çıkarmak
- 1) açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek
Marifetlerini birer birer meydana çıkarıyor.
- R. H. Karay2) bularak ortaya çıkarmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Marifetlerini birer birer meydana çıkarıyor.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
meydana vurmak — belli etmek, ortaya çıkarmak Beşikten beri ruhlarına akıtılan düşmanlığı meydana vurmak için tam fırsatı bulmuşlardı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana atmak — ortaya çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana koymak — yapıp ortaya çıkarmak, göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
oğul çıkarmak — bir kovan, yeni bir oğul arısı topluluğu meydana getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİBRAZ — Meydana çıkarmak, açığa vurmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
meydan — is., Ar. meydān 1) Alan, saha Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu. Ö. Seyfettin 2) Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri Şehir kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu. A. H.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
türetmek — i Oluşturmak, ortaya çıkarmak, yaratmak, meydana çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
maskesini düşürmek (veya sıyırmak) — gerçekleri ortaya çıkarmak Yüzlerinden yalancı maskeleri sıyırmak, hiçlikleri meydana çıkarmak Çalıkuşu nun en büyük eğlencesiydi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkrışmak — çıkarmakta yardım ve yarış etmek (bir şeyi çıkarmak, meydana çıkarmak gibi). II, 208, 209 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MÜKÂŞEFE — Gizli şeyleri birbirine açıp keşf ve izhar etmek, açığa çıkarmak. Meydana çıkarmak. * Bir hususu keşif yolu ile anlamak, bilmek. * Cenab ı Hakk ın zât ve sıfatlarına ve sâir sırlarına vukufiyyet. (Bak: Keşfiyat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük