- boş yere
- zf.
Boşuna
Hanım şairimiz kendini biraz boş yere üzüyordu.
- R. E. Ünaydın
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hanım şairimiz kendini biraz boş yere üzüyordu.
- R. E. ÜnaydınÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
boş — sf. 1) İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. A. Gündüz 2) Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal Boş kadro. 3) Yapılacak işi olmayan, işsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
havayı yere — boş yere … Beypazari ağzindan sözcükler
boş torba ile at tutulmaz — çıkar veya karşılık gösterilmeden bir kimse bir yere bağlanmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
lüzumsuz yere — zf. Boş yere, gerek yokken Lüzumsuz yere kendimi yeni tehlikelere atmasam, zahmetlere katlanmasam mı? R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
nafile yere — zf. Boş yere, boşu boşuna Ekseriyetle hep şahsi hesaplardan gizlenen bu sebepleri, nafile yere böyle yükseklerde ararız. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
nahak yere — zf. Haksız, gereksiz olarak, boş yere, boşuna Her seferinde kıyasıya kapıştıklarını, nahak yere kalp kıracaklarını sanıyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dipsiz kile, boş ambar — para, mal tutmayanın durumunu veya bir iş için boş yere uğraşıldığını anlatan bir söz Politika ne nankör bir meslek, ne dipsiz kile, boş ambar imiş. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş olan boş olmaz — 1) bir yerde baş olan kimse taşıdığı değer dolayısıyla o yere gelmiştir anlamında kullanılan bir söz 2) işbaşındaki kişinin işi çoktur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEBZİR — Boş yere malını sarf etmek. * Serpmek. Dağıtmak. * İsraf etmek, lâyık olmayan yere malını sarfetmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kuruntuya kapılmak — boş yere tasalanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük