ağzı bir

ağzı bir
sf.
Söz birliği etmiş

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • ağzı açık (veya ağzı bir karış açık) kalmak — çok şaşırmak, şaşakalmak Ağzım açık kalmış, çatal elimden düşmüş, yeşil salatalar pantolonuma dökülmüş. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzı açık — sf., ğı 1) Şaşkın, alık, bön (kimse) 2) zf. Hayranlıkla, büyülenmiş olarak Kızcağız söze başlarken en ağzı açık dinleyen benim büyüğüm Ahmet olurdu. S. F. Abasıyanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur — bir kişinin tutum ve davranışları, o kişide birtakım eksiklikler bulunduğunu gösterir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzı yanmak — (bir şeyden, birinden) o şeyden veya kişiden büyük zarar görmek Ağzım yanmıştı bir kez şişman kadından, biz etine buduna aldanmıştık. M. İzgü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzı var dili yok — 1) pek sessiz, kendi hâlinde anlamında kullanılan bir söz Benim gibi ağzı var dili yok bir kadınla ne zevkleniyorsunuz? B. Felek 2) konuşmayan, derdini anlatamayan anlamında kullanılan bir söz Hey zavallı balık, diyor, ağzın var dilin yok S. F.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzı dolu dolu konuşmak — heyecanlı söz söylemek Birkaç kişiyle, garip bir lisanla ağzı dolu dolu konuşmaya başladı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzı süt kokmak — çok genç ve toy olmak Yazmaya başladığım günden bu yana ağzı süt kokan bir yazar olmaktan korkmuşumdur. T. Uyar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir düziye — zf. Kesintisiz, sürekli, ardı arkası kesilmeksizin Ağzı yayılıyor, dişsiz yerlerin kara çukurları bir düziye meydana çıkıyor. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzı kara — sf. 1) Kara haber vermekten hoşlanan, şom ağızlı 2) Bir yerde konuşulanı veya yapılanı duyup görmesi istenilmeyen …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”