- deve dikeni
- is., bit. b.
Birleşikgillerden, yol ve tarla kenarlarında yetişen, 30-100 cm yükseklikte 1-2 yıllık ve otsu bir bitki, meryemana dikeni, peygamber dikeni, sütlü kengel (Silyum marianum)
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
deve — is., hay. b. Geviş getiren memelilerden, boynu uzun, sırtında bir veya iki hörgücü olan, yük taşımakta kullanılan hayvan (Camelus) Birleşik Sözler deveboynu deve dikeni deve dişi deve döşlü deveelması devegözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
meryemana dikeni — is., bit. b. Deve dikeni … Çağatay Osmanlı Sözlük
peygamber dikeni — is., bit. b. Deve dikeni … Çağatay Osmanlı Sözlük
diken — is. 1) Bazı bitkilerin dal, yaprak, meyve kabuğu vb. bölümlerinde ve bazı hayvanların derisinde bulunan sert, ucu sivri ve batıcı çıkıntılardan her biri Gül dikeni. Kirpinin dikenleri. 2) Bu çıkıntıları çok olan bitki Birleşik Sözler dikence… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bileşikgiller — is., ç., bit. b. Bitişik yapraklı iki çeneklilerden, çiçekleri kömeç durumunda toplu olarak bulunan, bazı cinsleri uçucu yağ veya süt taşıyan bir familya Kasımpatı, papatya, enginar, deve dikeni gibi bitkiler bileşikgiller familyasındandır … Çağatay Osmanlı Sözlük
kangal — 1. is., Rum. 1) Tel, kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ 2) Bu biçimde bükülmüş şeylerin her bir halkası Beş arkadaş, boyunlarına tel ve ip kangalları geçirmiş... R. N. Güntekin 2. is., hlk. Deve … Çağatay Osmanlı Sözlük
karayandık — is., ğı, bit. b. Deve dikeni … Çağatay Osmanlı Sözlük
sütlü kengel — is., bit. b. Deve dikeni … Çağatay Osmanlı Sözlük
mugîlân — (A.>F.) [ نﻼﻴﻐﻡ ] deve dikeni … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
şütürhâr — (F.) [ راﻮﺧﺮﺘﺵ ] deve dikeni … Osmanli Türkçesİ sözlüğü