doymak

doymak
nsz, -ar
1) İsteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak

Ben biraz zeytin, biraz patates, biraz da yemişle doyarım.

- B. Felek
2) -e Bir gereksinimini yeteri kadar karşılamak

Toprak suya doydu.

3) mec. Yeter bulmak, kanmak, tatmin olmak

Dünyanın parasını kazandı, hâlâ doymadı.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • gözü doymak — çok istenen bir şeyin yeterli miktarı elde edildikten sonra daha çoğunu istememek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ganıkmak — doymak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • kıtlıktan çıkmış gibi — doymak bilmeyen …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıtlıktan çıkmış gibi yemek — doymak bilmezcesine yemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • todmak — doymak. I, 32; I I, 324; II I, 244, 439bkz: toymak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • toymak — doymak, III, 244bkz: todmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • feyilsiz — doymak,kanmak,bilmez,açgözlü …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • açgözlü — sf. Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, açgöz, gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, cam göz, tokgözlü karşıtı Bir sürü dedikodudan çekindim, eksik olmasın muhtar pek açgözlü değilmiş. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doygunlaşmak — nsz İyice doymak, doygun bir duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doyma — is. 1) Doymak işi 2) fiz. Yeğinliği gittikçe artırılan bir manyetik alanın içindeki bir çelik çubuğun alabileceği en çok manyetizmayı almış olması Tungstenli iyi bir çelik 15000 gauss miktarında manyetizma ile doyma durumuna gelir. 3) fiz. Bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”