- elmastıraş
- sf., Ar. elmās + Far. -terāş
1) Üzeri elmas gibi yontulmuş (iyi tür cam, billur)
Elmastıraş sürahi.
2) is. Ucu elmaslı, kalem biçiminde cam keskisi, elmas
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Elmastıraş sürahi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
elmas — is., Ar. elmās 1) Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon 2) Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş Eline geçen elması eve taşıyor, içi kasalı aynalı dolaba kutu kutu istif ediyormuş. R. H. Karay 3) sf. Bu taşlarla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıraş — is., Far. terāş 1) Saç veya sakalı kesme işi, yülüme Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu. M. Ş. Esendal 2) Erkek saçını belli bir biçim vererek kesme Asker tıraşı. 3) Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal Üç günlük… … Çağatay Osmanlı Sözlük