- esassız
- sf.
1) Sağlam bir temele dayanmayan, köksüz, asılsız
Esassız bir iş.
2) Doğru olmayan, yalanBazen bir toplum, olduğu gibi esassız, çok abartılmış, yanlış rivayetlere kapılıp gidiyordu.
- B. Felek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Esassız bir iş.
Bazen bir toplum, olduğu gibi esassız, çok abartılmış, yanlış rivayetlere kapılıp gidiyordu.
- B. FelekÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kavur — asılsız, esassız; karagöz resimleri gibi resm, bübek … Çağatay Osmanlı Sözlük
BÎ-BÜNYAD — f. Esassız, temelsiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HIKMIK ETMEK — t. Bir işten veyahut bir suale cevap vermekten kaçınmak için esassız bahaneler ileri sürmeye çalışmak. Tereddütlü davranmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TA'ZİRAT — (Ta zir. C.) Vesile ve bahane aramalar. Esassız özür bildirmeler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEAVÜN — Yardımlaşmak. Birbirine muâvenet etmek.(Ey ikinci bozuk Avrupa! Senin çürük ve esassız esaslarının bir kısmı şunlardır ki: Hâlik ı Kerim in kerem düsturlarından ve erkân ı kâinatta kemâl i itâatle imtisal edilen düstur u teavünle; nebatat… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük