TEKEMMÜL — Olgunlaşmak. Kemâle doğru gitmek.(İnsanda olan hadsiz istidadât ı maneviyye ve nihayetsiz âmâl ve efkâr ve müyulât dahi israf edilmeyecektir. Öyle ise, insandaki o esaslı meyl i tekemmül bir kemâlin vücudunu gösterir. Ve o meyl i saadet, saadet i … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Ali Sabancı — Ali İhsan Sabancı (born 1969), a member of the renowned Sabancı family in third generation, is a Turkish businessman.Ali was born 1969 in Adana, Turkey as the second child and youngest son of Şevket Sabancı (1936). Between 1987 and 1991, he was… … Wikipedia
ESAS Holding — Die ESAS Holding A.S. ist eine türkische Beteiligungsgesellschaft. Sie gehört zur türkischen Industriellenfamilie Sabancı, die auch die Mehrheit der Sabancı Holding hält. Die ESAS Holding wurde im August 2000 gegründet. Erste Aktivität war die… … Deutsch Wikipedia
anasıl — zf., esk., Ar. ˁanaṣl Kökten, asıl olarak, esaslı bir biçimde Anasıl asker ve erkek bir kavim olmadıkları için askerliğin şanından hiçbir zaman nasipleri yoktur. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dokümantasyon — is., Fr. documentation Belgeleme, bir çalışma için gerekli belgeleri arama ve sağlama, belgelere dayandırma Esaslı dokümantasyona ve teknik hünerlere karşın, en büyük handikapları, bu yaşanmışlık sıcaklığından yoksun oluşları idi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
esaslandırmak — i Esaslı duruma getirmek, sağlamlaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözetlemek — i 1) Birine veya bir şeye gizlice bakmak ... yarı kanadı açık pencereden odanın içini gözetlediler. P. Safa 2) Birinin yaptıklarını belli etmeden izlemek Bitişik yalının taze gelini sabah işlerini görürken yan pencereden gözetlemek esaslı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
handikap — bı, İng. handicap 1) At yarışlarında binicilerle eyerin toplam ağırlığının, atların koşuyu kazanma şansını etkileyecek biçimde ayarlanması 2) is. Engel Esaslı dokümantasyona ve teknik hünerlere karşın, en büyük handikapları, bu yaşanmışlık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
idareimaslahatçı — is. 1) Bir işi sağlam bir temele oturtmadan o günün şartlarına göre yapan kimse İdareimaslahatçılar esaslı inkılap yapamazlar. Atatürk 2) İşi oluruna bırakan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük