- ara yerde
- zf.
Arada
Dünya böyledir zaten / Kadın olmasın ara yerde.
- B. Necatigil
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Dünya böyledir zaten / Kadın olmasın ara yerde.
- B. NecatigilÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
abacı kebeci (ara yerde) sen neci? — hlk. seni ilgilendirmeyen işe niçin karışıyorsun? anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
abacı — is. 1) Aba yapan veya satan kimse 2) Abadan giyecek yapan veya satan kimse 3) sf., mec. Asalak 4) hlk. Bedavacı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller abacı kebeci (ara yerde) sen neci? … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıla — is., Ar. ṣila 1) Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşma 2) Gurbetteki bir kimse için doğup büyüdüğü ve özlediği yer Bakarım bakarım sılam görünmez / Ara yerde yıkılası dağlar var. Karacaoğlan Birleşik Sözler sıla hastalığı sıla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
durmak — nsz, ur 1) Hareketsiz durumda olmak Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) İşlemez olmak, çalışmamak Bileğimdeki saat durmuş. A. Gündüz 3) Bir yerde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Translations of The Lord's Prayer — The Lord s Prayer is a common tool used to compare languages. Since the publication of the Mithridates booksTwo examples are Mithridates de differentis linguis , Conrad Gessner, 1555; and Mithridates oder allgemeine Sprachenkunde mit dem Vater… … Wikipedia
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatlak ses — is. 1) Pürüzlü, bozuk ses Bir zurna gibi duyulan çatlak sesiyle âlemi çekiştirir. A. Ş. Hisar 2) mec. Bir topluluğun düzenini bozan, uyulması gereken yerde itiraz eden ve aynı görüşte olmayan insanların düşünceleri 3) mec. İtiraz, aykırılık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğleşmek — nsz 1) Oyalanmak, eğlenmek, tevakkuf etmek Hadi boş yere eğleşme. Git eşeğini ara. M. Ş. Esendal 2) Bir yerde oturmak, yaşamak, ikamet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük