kısa yoldan

kısa yoldan
zf.
1) Uzatmadan, süreyi geçirmeden
2) Kesin bir biçimde

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • kısa — sf. 1) Boyu, uzunluğu az olan, uzun karşıtı 2) Az süren, uzun olmayan Türk milleti en kısa zaman içinde yeni harflerle okumaya, yazmaya başladı. E. İ. Benice 3) Ayrıntısı çok olmayan Kısa bilgi. Kısa yazı. 4) is. Kısa olan şey Uzun lafın kısası.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sağ eliyle sol kulağını göstermek — kısa yoldan yapılacak bir işi dolambaçlı yollardan geçerek yapmaya çalışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kestirmeden — zf. En kısa yoldan, en kısa bir biçimde Okula kestirmeden gittik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köşeyi dönmek — 1) hiçbir çaba göstermeden kısa sürede zengin olmak 2) kısa yoldan ve büyük bir emek harcamadan sosyal ve ekonomik güç edinmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kestirmece — sf. 1) Yaklaşık, tahminî 2) zf. Kısa yoldan, kısaca İklim değiştirmek için insan kestirmece hamama gitmeli, zahmetsizi, ucuzu o... R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • temize havale etmek — 1) uzayıp giden bir işi bitirivermek 2) yiyeceği yiyip bitirmek 3) argo kısa yoldan çözümlemek, çabucak bitirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kestirme — is. 1) Kestirmek işi 2) Oturduğu yerde hafif ve kısa süreli uyuma 3) sf. Alışılanın dışında kısa olan (yol), kese Evimden çıkar, bir kestirme yoldan beş dakikada evine varabilirdim. S. F. Abasıyanık 4) sf. Amacı fazla uzatmadan anlatan Kestirme… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arızalı — sf., esk. 1) Engebeli Ordu arızalı fakat kısa bir yoldan yürüyüşe tekrar başladı. F. F. Tülbentçi 2) Aksayan, işlemeyen, bozulmuş (araç vb.) 3) mec. Yarım yamalak Eniştemizin memuriyet hayatı büsbütün duraklayacağı yerde arızalı seyrine devam… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bayrak — is., ğı 1) Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş, sancak Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”