- kulaktan dolma
- sf.
Başkalarından işitilerek edinilen (bilgi)
Kulaktan dolma malûmatınızla benim, bir kelime salatası yapmak istediğimi farz ve tahmin etmeniz tamamen yanlıştır.
- A. H. Çelebi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kulaktan dolma malûmatınızla benim, bir kelime salatası yapmak istediğimi farz ve tahmin etmeniz tamamen yanlıştır.
- A. H. ÇelebiÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dolma — is. 1) Dolmak işi 2) Tavuk, kuzu gibi hayvanların veya biber, domates vb. sebzelerin içine pirinç ve başka şeyler doldurularak pişirilen yemek 3) sf. Doldurularak yapılan Dolma arazi. 4) argo Yalan, hile, dalavere 5) argo Üç sigara kâğıdına bolca … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulaktan — zf. Sadece duyarak, dinleyerek Fırat sultan bu okçu şehzadeye kulaktan âşık olmuş. R. H. Karay Birleşik Sözler kulaktan dolma kulaktan kulağa … Çağatay Osmanlı Sözlük