nokta

nokta
is., Ar. nuḳṭa
1) Çok küçük boyutlarda işaret, benek
2) Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
3) Yer

Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık.

- A. Haşim
4) Konu, konu ile ilgili önemli bölüm

Genç adam, o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi.

- Y. K. Karaosmanoğlu
5) Nöbetçi bulunan yer

Orada polis noktası var.

6) Nöbetçi, gözcü, bekçi

O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz.

- Ö. Seyfettin
7) mec. Sınır, derece, radde

Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada...

8) dbl. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)
9) mat. Hiçbir boyutu olmayan işaret
10) sp. Orta nokta
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • Nokta — ( dot in Turkish) was a Turkish weekly political news magazine launched by Ercan Arıklı on 1 March 1982 as Nokta ve İnsanlar.[1] A year later it became Nokta, and continued thus until 2007 when it was closed under military pressure. In March 2007 …   Wikipedia

  • nokta nokta — zf. Hafif hafif, belli belirsiz Allı gelin pullu gelin has gelin / Ayağını nokta nokta bas gelin. Halk türküsü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nokta memuru — is. Kavşaklarda durup trafik akışını düzenleyen görevli Nokta memuru otomobilin hızını yedi buçuk, müfettiş on üç olarak iddia ediyorlardı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nokta koymak — 1) gereken yerde nokta işaretini kullanmak 2) mec. bir işi bitirmek, tamamlamak 3) mec. son noktayı koymak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • NOKTA-İ MİHRAKİYE — Yanma noktası. Odak noktası. * Çok Esmâ i İlâhiyyenin tecellisinin toplandığı nokta …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NOKTA-İ NAZAR — Görüş, bir nevi fikir. (Bak: Rasyonalizm)(Nazar ı Nübüvvet ve tevhid ve imân; vahdete, âhirete, Uluhiyete baktığı için, hakaikı ona göre görür. Ehl i felsefe ve hikmetin nazarı; kesrete, esbâba, tabiata bakar, ona göre görür. Nokta i nazar… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NOKTA-İ TELÂKİ — Karşılaşma noktası. Uygun ve karşılıklı nokta. Buluşma noktası, yeri. * Münâsebet. Uygunluk …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NOKTA-İ ZERRİN — Güneş. Altun nokta …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NOKTA — (Nukta) Benek. * Durak, mevki. Mahâl. * Göze ârız olan leke. * Durak işareti. * Tek karakol, tek nöbetçi. * Yazıdaki durak işâreti. * Mat: Hiçbir uzunluğu olmayan şekil …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • nokta-i nazar — [ ﺮﻈﻥ ءﻪﻄﻘﻥ ] görüş açısı, bakım …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”