- nokta nokta
- zf.
Hafif hafif, belli belirsiz
Allı gelin pullu gelin has gelin / Ayağını nokta nokta bas gelin.
- Halk türküsü
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Allı gelin pullu gelin has gelin / Ayağını nokta nokta bas gelin.
- Halk türküsüÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Nokta — ( dot in Turkish) was a Turkish weekly political news magazine launched by Ercan Arıklı on 1 March 1982 as Nokta ve İnsanlar.[1] A year later it became Nokta, and continued thus until 2007 when it was closed under military pressure. In March 2007 … Wikipedia
nokta — is., Ar. nuḳṭa 1) Çok küçük boyutlarda işaret, benek 2) Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret 3) Yer Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık. A. Haşim 4) Konu, konu ile ilgili önemli bölüm Genç adam, o… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nokta memuru — is. Kavşaklarda durup trafik akışını düzenleyen görevli Nokta memuru otomobilin hızını yedi buçuk, müfettiş on üç olarak iddia ediyorlardı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
nokta koymak — 1) gereken yerde nokta işaretini kullanmak 2) mec. bir işi bitirmek, tamamlamak 3) mec. son noktayı koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
NOKTA-İ MİHRAKİYE — Yanma noktası. Odak noktası. * Çok Esmâ i İlâhiyyenin tecellisinin toplandığı nokta … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NOKTA-İ NAZAR — Görüş, bir nevi fikir. (Bak: Rasyonalizm)(Nazar ı Nübüvvet ve tevhid ve imân; vahdete, âhirete, Uluhiyete baktığı için, hakaikı ona göre görür. Ehl i felsefe ve hikmetin nazarı; kesrete, esbâba, tabiata bakar, ona göre görür. Nokta i nazar… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NOKTA-İ TELÂKİ — Karşılaşma noktası. Uygun ve karşılıklı nokta. Buluşma noktası, yeri. * Münâsebet. Uygunluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NOKTA-İ ZERRİN — Güneş. Altun nokta … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nokta-i nazar — [ ﺮﻈﻥ ءﻪﻄﻘﻥ ] görüş açısı, bakım … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
NOKTA — (Nukta) Benek. * Durak, mevki. Mahâl. * Göze ârız olan leke. * Durak işareti. * Tek karakol, tek nöbetçi. * Yazıdaki durak işâreti. * Mat: Hiçbir uzunluğu olmayan şekil … Yeni Lügat Türkçe Sözlük